ROSCA (Dönemsel Tasarruf ve Finans Sistemi)

ROSCA, Rotating Savings and Credit Association ifadesinin kısaltması olup Türkçeye “Dönemsel Tasarruf ve Finans Sistemi” olarak çevirebiliriz. Bu sistemde belirli sayıda kişi bir araya gelerek her birinin belirlediği sabit tutarda düzenli ödeme yapmasıyla ortak bir fon oluşturur. Her tur (genellikle her ay) sonunda toplanan para, grubun üyelerinden birine toplu olarak verilir. Bu döngü tüm üyeler bir kez toplu ödeme alana dek devam eder. Böylece her üye hem düzenli birikim yapmış hem de sırası geldiğinde faiz ödemeden toplu nakde erişmiş olur. Ekonomist F. J. A. Bouman, ROSCA’ları “fakir adamın bankası, paranın uzun süre atıl kalmayıp hızla el değiştirdiği, tüketim ve üretim ihtiyaçlarını karşılayan bir sistem” olarak tanımlar. Banka ya da resmi bir finans kurumu olmaksızın tamamen topluluk içi güven ve dayanışmaya dayalı bu model, dünyada yüzyıllardır farklı isimlerle uygulanmaktadır.

Türkiye’de Altın Günü Modeli

Türkiye’de ROSCA modelinin en bilinen biçimi altın günü geleneğidir. Altın günü, genellikle kadınlar arasında uzun yıllardır uygulanan, hem sosyalleşme hem de maddi dayanışma amacı taşıyan bir tasarruf etkinliğidir. Belirli aralıklarla (genellikle aylık) buluşan bir grup arkadaş, akraba veya komşu, her toplantıda ev sahibi olan kişiye önceden kararlaştırılmış miktarda çeyrek altın veya eşdeğer nakit takdim eder. Toplanan bu altın veya para, toplantı sırası o kişiye gelen ev sahibine toplu birikim olarak kalır; sonraki buluşmada grup yeniden toplanır ve bu kez sıradaki diğer üyeye aynı şekilde ödeme yapılır. Bu dönüşümlü birikim yöntemi sayesinde her katılımcı, döngü tamamlanana dek bir kez toplu ödeme almış olur.

Altın gününün temel amacı, karşılıklı tasarruf ve yardımlaşma yoluyla her katılımcının sırayla belirli bir meblağ elde etmesini sağlamaktır. Özellikle bankalardan kredi almakta zorlanan, çalışmayan ya da aile bütçesi kısıtlı kişiler için altın günü adeta bir can suyu işlevi görür. Biriken toplu para; araba almak, ev tadilatı yapmak, borç kapatmak veya çocukların eğitim masraflarını karşılamak gibi normalde peşin ödenmesi güç harcamalar için kullanılabilir. Üstelik bu sistem faiz içermez; katılımcılar birbirine borç vermek yerine ortak birikim yapmış olurlar. Bu nedenle, faiz hassasiyeti olanlar (örneğin İslami açıdan faizi uygun bulmayanlar) için de altın günü tercih edilen bir finansman yöntemi haline gelmiştir.

Altın günü tamamen karşılıklı güvene dayalıdır. En önemli kural, herkesin taahhüdüne sadık kalmasıdır; sırada olmadığı aylar da dahil, her üyenin düzenli payını ödemeye devam etmesi şarttır. Aksi halde sistem işlemez ve diğer katılımcılar zarara uğrar. Geleneksel olarak gruplar, üyelerin birbirini iyi tanıdığı ve güvendiği insanlardan oluşur (akraba, yakın arkadaş, komşu vb.), çünkü resmi bir sözleşme yoktur ve hukuki yaptırım imkânı bulunmaz. Ödeme yükümlülüğünü yerine getirmeyen biri olursa yasal yollara başvurmak mümkün olmayabilir; bu durumda tek yaptırım, kişinin sosyal itibarını yitirmesi ve güvenilirliğini kaybetmesidir. Dolayısıyla altın gününde toplumsal baskı ve güven ilişkisi en büyük teminattır. Nitekim altın günü geleneği, Türk kültüründe ev ziyaretleriyle birleşerek yıllar içinde kendine özgü bir sosyal ortam da oluşturmuştur: İkramların hazırlandığı, sohbetlerin edildiği, tariflerin paylaşıldığı sıcak bir atmosferde, katılımcılar hem para biriktirir hem de komşuluk bağlarını güçlendirir.

Dijital Dönüşüm: DostPara = Altın Günü

Geleneksel altın günü yönteminin modern dünyaya uyarlanmasıyla ortaya çıkan dijital platformlar, bu süreci çok daha güvenli ve pratik hale getirmektedir. Ülkemizde DostPara uygulaması, geleneksel “gün” sistemini dijital ortama taşıyan yerli bir girişimdir. Temel olarak kullanıcıların mobil uygulama üzerinden bir grup oluşturarak sırayla ödeme yapmalarını ve almalarını sağlar. DostPara, altın gününün ruhunu korurken dijital teknolojinin imkânlarıyla süreci iyileştiriyor:

  • Şeffaf Takip: Kimin ne zaman, ne kadar ödeme yapacağı ve kimin sırada olduğu uygulama üzerinde tüm üyelerce net olarak görülebilir. Bu sayede geleneksel yöntemdeki hesap karmaşası ortadan kalkar.
  • Hatırlatmalar: Uygulama, üyeleri yaklaşan ödeme tarihleri konusunda bildirimlerle uyarır; böylece kimsenin ödemeyi unutması veya aksatması önlenir.
  • Güvenli Ortam: Gruplar davetiye yoluyla kapalı olarak kurulur: yani sadece tanıdık ve güvendiğiniz kişileri dahil edebilirsiniz.

Not: DostPara bir bankacılık ürünü değil, kullanıcılar arasındaki altın gününü kolaylaştıran bir takip uygulamasıdır. Geleneksel yöntemin topluluk ruhunu koruyup modern takip imkânlarıyla birleştiren bu tür dijital çözümler (yurt dışında da benzer örnekler vardır) ROSCA modelini günümüz koşullarına entegre etmektedir.

Dünyada ROSCA Örnekleri (Ülke Bazında)

ROSCA sistemi yalnızca Türkiye’ye özgü olmayıp dünya genelinde 89’dan fazla ülke ve kültürde farklı adlarla uygulanmaktadır. Aşağıda bazı ülkelerdeki yaygın ROSCA modellerine örnekler verilmiştir (Daha detaylı bir şekilde ele aldığımız yazımız bu sayfadan erişilebilir: Dünya ve Türkiye’de Altın Günü Kültürü):

  • Hindistan – “Chit Fund”: Hindistan’da ROSCA sistemi chit fund adıyla kurumsallaşmıştır. Chit fund’lar kimi zaman arkadaşlar veya komşular arasında gayriresmî şekilde, kimi zaman da devlet denetiminde kurumsal şirketler tarafından organize edilir. Tipik bir chit fund grubunda her üye aylık taksit öder; her ay düzenlenen açık artırmada parayı o ay en düşük miktarla almaya razı olan üye potu kazanır. Örneğin 50 kişilik bir grupta herkesin 1000 Rupi ödediğini düşünelim; ilk ay sonunda 50.000₹ toplanır ve yapılan açık artırmada 45.000 Rupi’ye razı olan kişi bu parayı alırsa kalan 5.000 Rupi fark diğer üyelere kar payı olarak dağıtılır. Bu sayede parayı erken alan üye, diğerlerine bir nevi faiz ödemiş olur; sonraki aylarda da benzer şekilde her ay bir kişi potu alır. Bazı chit fund’larda açık artırma yerine kura ile kazanan belirlenir (isim “chit” kuradan çıkan kâğıt anlamına gelir). Hindistan’da bu sistem o kadar yaygındır ki bazı eyaletlerde şehirli hanelerin %5-10’u kayıtlı chit fund’lara üyedir. Üstelik 1982 tarihli Chit Funds Act ile yasal çerçevesi çizilmiş, birçok eyalette kooperatifler ve şirketler eliyle denetlenmektedir. Yine de kayıt dışı veya dolandırıcılık amaçlı sahte fonlar da görülmüş; geçmişte Saradha gibi büyük çaplı saadet zinciri skandalları yaşanmıştır. Bu nedenle Hindistan’da halk genellikle tanınmış, lisanslı chit fund şirketlerini tercih etmeye çalışır.
  • Meksika – “Tanda”: Latin Amerika’da ROSCA modeline tanda adı verilir. Meksika’da ve Latin topluluklarında çok yaygın olan tanda, genellikle arkadaşlar, komşular veya iş arkadaşları arasında yürütülür. Her üye haftalık veya aylık belirli bir miktarı ortak havuza koyar; toplanan para her seferinde gruptan bir kişiye verilir ve döngü herkes bir kez alana kadar devam eder. Tandalar milyonlarca Meksikalı için düğün, kutlama, acil durum masraflarını karşılamanın ve bankadan kredi alamayanların ihtiyaçlarını gidermesinin başlıca yoludur. Örneğin 8 kişinin aylık 200 dolar katkı yaptığı bir tandada herkes bir ay 1.600 dolar toplu ödeme alır. Tandanın işlemesi, grubun üyeleri arasındaki sıkı dürüstlük ve güven bağına bağlıdır. Aile geleneği olarak kuşaktan kuşağa aktarılabilen bu sistemde, insanlar itibarlarını riske atmamak için yükümlülüklerini ciddiyetle yerine getirirler. Nitekim bir katılımcının ifadesiyle: “Annemin tanda grubundaki samimi bağı, aralarındaki onur ve güvene dayanıyordu”. Tanda benzeri sistemler Latin Amerika’nın farklı ülkelerinde cundina gibi isimlerle de bilinmekte, temel çalışma prensibi aynı kalmaktadır.
  • Nijerya – “Ajo”: Nijerya’da geleneksel tasarruf birlikleri ajo olarak bilinir. Yoruba dilinde “ajo”, bankaya yatırılmayan ufak tasarruf anlamına gelir ve bu uygulama nesillerdir devam eden bir gelenektir. Ajo sisteminde katılımcılar her gün veya hafta güvenilir bir kasaya (genellikle gruptan seçilen para toplayıcıya) sabit bir miktar ödeme yapar; belirlenen periyot sonunda toplanan para her seferinde bir üyeye teslim edilir. Özellikle pazarcılar, küçük esnaf ve dar gelirliler için ajo adeta bir can damarıdır – toplu ödemeler sayesinde sermaye biriktirip işlerini büyütür veya acil nakit ihtiyaçlarını karşılarlar. Ajo’nun en büyük avantajı, bankadan borç almaksızın birikim yapmayı sağlaması ve faiz maliyeti olmamasıdır; “Ne kadar biriktirdiysen sonunda onu alırsın, kredi gibi faiz ödemezsin” diye özetler bir kullanıcı. Ancak bu sistem hiçbir resmi denetime tabi olmadığı için riskler de barındırır. Örneğin bayram gibi dönemlerde bazı kötü niyetli para toplayıcılar üyelerden topladıkları parayla kayıplara karışabilmektedir. Nitekim birçok kişi, geçmişte aylık birikimini alıp kaçan dolandırıcılar yüzünden tasarruflarını kaybetmiştir. Ajo, Nijerya ve çevre Afrika ülkelerinde esusu, susus, adashe gibi isimlerle de bilinen yaygın bir uygulamadır. Tamamen güven ve sözlü anlaşmaya dayalı bu sistem, özellikle bankacılık hizmetlerine erişimi kısıtlı kesimlerde basit ve etkili bir çözüm olarak varlığını sürdürmektedir. Ancak uzmanlar, ajo gibi informel araçların güvenliğini artırmak için devletin eğitici adımlar atması veya bankaların bu prensipleri kendi ürünlerine entegre etmesi gerektiğini vurgulamaktadır.
Beyaz zemin üzerinde cam kavanozdan dökülmüş dolar banknotları ve birkaç madeni para.

ROSCA Sisteminin Avantajları

Geleneksel “döner tasarruf ve kredi” sistemlerinin hem bireylere hem de topluluklara sunduğu çeşitli faydalar vardır:

  • Disiplinli Tasarruf: Düzenli katkı zorunluluğu, katılımcılara birikim alışkanlığı kazandırır. Gelirinden her ay belirli bir tutarı ayıran kişi, normalde biriktiremeyeceği miktarları zamanla biriktirmiş olur. Ayrıca para havuzda toplandığından, günlük hayatta çarçur olabilecek ufak miktarlar korunmuş olur.
  • Toplu Para Erişimi: Sırası gelen üye, tek seferde yüklü bir meblağ alarak büyük bir ihtiyacını karşılayabilir veya yatırım yapabilir. Bu, bankadan kredi çekmeye gerek kalmadan düğün, eğitim, iş kurma gibi masrafları karşılamayı mümkün kılar. Özellikle geleneksel finansmana erişimi olmayan veya faiz ödemek istemeyen kişiler için faizsiz bir “elbirliği kredisi” imkânı doğar.
  • Faizsiz ve Kültürel Olarak Uygun: ROSCA’larda para verene fazladan faiz ödenmez, alandan da faiz alınmaz. Karz-ı hasen (karşılıksız borç) geleneğine benzer şekilde herkes sadece koyduğu kadar alır. Bu nedenle İslami finans ilkelerine aykırı değildir ve birçok kültürde ahlaki açıdan kabul edilebilir bir yöntem olarak görülür.
  • Sosyal Dayanışma ve Güven: Bu sistemler, akraba ve arkadaşlar arasında dayanışma bağlarını güçlendirir. Ortak finansal hedefler etrafında toplanan grup üyeleri, birbirlerine karşı sorumluluk hisseder ve yardımlaşma duygusu pekişir. Toplantılar genellikle sosyal etkinlik havasındadır; böylece finansal kazancın yanı sıra üyeler arası iletişim ve destek artar. Kamerun’daki djanggi gruplarında toplantı sonunda kola fındığı paylaşılması veya Türkiye’de altın günü sofralarının kurulması gibi ritüeller, bu buluşmaları toplumsal bir etkinlik haline getirir.
  • Erişilebilir ve Basit: Okuma yazma veya formalite gerektirmemesi, banka hesabı olmadan da yürütülebilmesi, ROSCA’ları her kesimden insan için erişilebilir bir mikro-finans çözümü yapar. Özellikle gelişmekte olan ülkelerde kadınların ve düşük gelirli ailelerin finansal sisteme katılımını teşvik eder. Örneğin pek çok ülkede ROSCA gruplarının çoğunluğunu kadınlar oluşturmakta ve bu sayede ev ekonomilerine katkı sağlanmaktadır.
Açık renk bir masa üzerinde dağılmış altın ve bronz tonlarında madeni paralar.

Karşılaşılabilecek Riskler ve Zorluklar

ROSCA modelinin cazip yönleri kadar, katılımcıların dikkat etmesi gereken riskli yönleri de bulunur:

  • Güven ve Dolandırıcılık Riski: Sistemin işlemesi tamamen güvene bağlı olduğu için bir üyenin ödemeyi aksatması veya aldığı parayla kaçması tüm gruba zarar verir. Ne yazık ki bazı örneklerde grup liderinin veya üyelerden birinin toplu parayı alıp ortadan kaybolduğu görülmüştür. Resmi bir sözleşme veya yasal yaptırım olmayışı, kötü niyetli kişilere zemin hazırlayabilir. Bu risk, tanınmayan kişilerle büyük meblağların döndüğü gruplarda özellikle yüksektir.
  • Takip ve Organizasyon Zorluğu: Üye sayısı arttıkça kimin ne zaman ödeme yapacağı, kimin hangi turda para alacağı gibi konuların takibi karmaşık hale gelebilir. Hatalı kayıtlar veya iletişim eksikliği yüzünden anlaşmazlık çıkabilir. Geleneksel yöntemlerde hesap karışıklığı yaşanmaması için grup içinden güvenilir bir kişinin “kasayı tutması” gerekir; ancak bu da ekstra emek ve sorumluluk demektir. 
  • Temerrüt ve Devamlılık Sorunu: Özellikle uzun süreli döngülerde bazı üyeler, sırada kendileri para aldıktan sonra sonraki ödemeleri yapmamayı tercih edebilir (niyeti bozmak). Bu durumda diğer üyeler mağdur olur. Hindistan’daki resmi chit fund verilerine göre katılımcıların %35’inin en az bir kez ödeme aksattığı tespit edilmiştir. Üstelik parayı erken alıp sonra ödemeyi bırakanların oranı da az değildir. Bu tür temerrüt durumlarına karşı resmi chit fund şirketleri üyelerden kefil göstermelerini veya teminat koymalarını isteyebilir. Fakat gayriresmî gruplarda böyle bir imkan yoktur.
  • Enflasyon ve Kur Riski: Döngü süresi uzun olan gruplarda paranın zaman değeri önemli bir faktör haline gelir. Örneğin nakit para üzerinden 1-2 yıl süren bir gün yapılırsa, en son parayı alan üyeler enflasyon nedeniyle gerçek değer kaybına uğrayabilir. Bunu aşmak için Türkiye’de yaygın olarak altın gününde nominal değer yerine adet bazında altın verilir (çeyrek altın gibi) ki altının değeri enflasyona karşı daha korumalıdır. Ancak altın veya döviz gibi birimlerle yapılan ROSCA’larda da fiyat dalgalanması riski vardır; altının fiyatı düşerse ilk alan avantajlı, yükselirse son alan avantajlı çıkabilir.
  • Yasal Koruma Eksikliği: Resmî bankacılık sisteminin dışında kaldığı için, ROSCA gruplarında devlet güvencesi veya sigorta bulunmaz. Örneğin bir banka battığında devlet belirli bir limite kadar mevduat güvencesi sunabilir; oysa gün sisteminde toplanan para çalınır veya kaybolursa, hukuken yapacak çok şey yoktur. Hindistan’da yasalarla düzenlenen chit fund’lar bile devlet mevduat sigortasına tabi değildir ve banka hesabında para tutmaktan daha riskli görülür. Dolayısıyla bu sistemlere katılanların, koydukları paranın güvencesinin tamamen grup üyelerinin itibarı olduğunu akılda tutmaları gerekir.
  • Fırsat Maliyeti: ROSCA’ya düzenli ödeme yapan bir kişi, birikimini alternatif yatırım araçlarında değerlendirme fırsatını kaçırabilir. Örneğin aynı parayı bankaya yatırsaydı faiz geliri elde edecek veya başka bir yatırıma koyup getiri sağlayabilecekti. Bu nedenle ROSCA’lar, kazanç getirmeme (faiz ödememe) yönüyle bir yönüyle avantajlı iken, bir yönüyle de getiri fırsatından feragat anlamına gelir. Elbette çoğu kişi için önemli olan getiriden ziyade güvenli bir şekilde para biriktirebilmek olduğundan, bu fedakârlık göze alınabilir.

Güven ve Bankacılık Dışı İşleyiş

ROSCA sistemlerinin başarısı, büyük ölçüde sosyal sermayeye ve güven duygusuna dayalı olmalarından kaynaklanır. Bu model, modern finansmanda alışık olduğumuz sözleşme, teminat, kredi skoru gibi unsurlar yerine karşılıklı güven, itibar ve toplumsal yaptırım mekanizmalarını devreye sokar. Bir ROSCA grubuna genellikle aile bireyleri, yakın arkadaşlar, aynı mahalleden tanıdıklar veya iş arkadaşları dahil edilir – yani üyeler birbirini yabancı sayılmayacak derecede tanır. Bu yakın ilişki ağı, her bir üyeye sorumluluk bilinci aşılar: Eğer ödemesini yapmaz veya grubunu yarı yolda bırakırsa hem sevdiklerini maddi zarara sokmuş olacak hem de çevresinde güvenilmez biri olarak anılacaktır. Dolayısıyla toplumsal itibar kaybı korkusu, yasal bir zorlamanın yokluğunu büyük ölçüde telafi eder. Nitekim bir araştırmada, ROSCA üyelerinin yükümlülüklerini yerine getirmeme durumunda karşılaşacakları en büyük yaptırımın “gelecekte tekrar kimsenin onlarla böyle bir birikim grubuna girmemesi” olduğu belirtilmektedir.

Bu güven temelli yapı, ROSCA’ların özellikle bankacılık sisteminin kapsamadığı kesimlerde rağbet görmesini sağlar. Okuma-yazma bilmeyen, resmi evrak işlerine aşina olmayan veya gelirini belgeleyemediği için bankadan kredi alamayan kişiler bile kendi aralarında kurdukları bir ROSCA ile finansman ihtiyacını karşılayabilir. Örneğin Nijerya’da ajo yapan pazarcı kadınlar, formel bankacılığa güvenmediklerini ama günlük birikimlerini güvenilir buldukları “ajanlara” emanet etmekten memnun olduklarını dile getirmişlerdir. Yine birçok Müslüman toplumda faiz yasağı nedeniyle bankaya para yatırmak istemeyen insanlar, ROSCA benzeri altın günlerini tercih ederek hem dinî hassasiyetlerini koruyup hem de birikim yapabilmektedir.

Özetle, döner tasarruf sistemleri finansal sermayeden ziyade sosyal sermaye ile işler. Paranın güvencesi, bankada olduğu gibi devlet ya da sözleşmeler değil; insanların birbirine duyduğu güven ve bağlılıktır. Bu yönüyle ROSCA’lar, modern finansal araçların olmadığı dönemlerde ortaya çıkmış “imece usulü” çözümlerdir ve hala dünya genelinde milyonlarca insan için bankacılık sistemine alternatif basit bir finansman yolu sunmaktadır.

Küresel Yaygınlık ve Akademik Bakış

ROSCA türü dayanışma finansmanının küresel ölçekte oldukça yaygın ve etkili olduğu, son yıllarda yapılan çalışmalarla da ortaya konmuştur. 200 ülkede finansal davranışları inceleyen Global Findex raporları, özellikle Sahra-altı Afrika ve Güney Asya’da yetişkin nüfusun hatırı sayılır bir kısmının resmi olmayan tasarruf gruplarına katıldığını göstermektedir (kimi ülkelerde nüfusun üçte birine varan oranlar bildirilmektedir). Nitekim kapsamlı bir tarama çalışması, 2000-2022 yılları arasında ROSCA’lar üzerine 96 akademik makale yayımlandığını ve neredeyse hepsinin bu sistemlerin katılımcılara sağladığı olumlu etkileri belgelediğini belirlemiştir. Bu araştırmalara göre ROSCA’lar, düşük gelirli ailelerde tasarruf oranlarını artırmakla kalmamakta, aynı zamanda üyelerin sosyal sermayesini güçlendirmekte ve topluluk dayanışmasını pekiştirmektedir.

Tarihsel ve sosyolojik çalışmalar da ROSCA’ların kalkınma ve girişimcilik üzerindeki etkisini vurgulamaktadır. Örneğin 20. yüzyılın sonunda ABD’deki Koreli göçmenler arasında yapılan bir araştırma, Washington DC bölgesinde Koreli hanelerin %80’inin en az bir keh (Kore kültüründe ROSCA karşılığı) grubuna dahil olduğunu ortaya koymuştur. Bu sayede birçok göçmen, geleneksel bankacılığın sunamadığı krediyi kendi aralarında sağlayarak küçük işletmeler kurabilmiş, ev sahibi olabilmiş ve ekonomik olarak ilerleyebilmiştir. Benzer şekilde, Afrika’dan Amerika’ya göç eden topluluklarda ROSCA birikimleri sonrasında ev sahibi olma oranlarının anlamlı derecede yükseldiği gözlemlenmiştir. Gelişmekte olan ülkelerde ise ROSCA’lar, mikro kredi kuruluşlarının ve kooperatif bankacılığın gelişimine ilham kaynağı olmuş; birçok mikrofinans modeli, esasında ROSCA mantığını kurumsallaştırarak genişletmek üzerine kurulmuştur.

Not: Bu yazıda yer alan bilgiler genel bilgilendirme amacıyla paylaşılmıştır. Hiçbir şekilde yatırım tavsiyesi değildir. Yatırım kararlarınızı vermeden önce kendi araştırmanızı yapmanızı ve uzman görüşü almanızı öneririz.

Kaynakça:

  • Investopedia – James Chen, “Understanding ROSCA: A Guide to Rotating Savings and Credit Associations” (Güncellenme: 3 Ekim 2025)
  • Brookings Institution – Demirgüç-Kunt, Klapper, “Measuring Financial Inclusion: The Global Findex Database 2017” (2013)
  • Wikipedia – “Tanda (informal loan club)” (Erişim: 2025)
  • Wikipedia – “Chit fund” (Erişim: 2025)
  • Aksaray Yenigün Gazetesi – “Altın gününde 11 arkadaşının altınlarını alıp kayıplara karıştı!” (25 Temmuz 2025)
  • Bloom Money – “Names For Money Clubs Around The World” (26 Kasım 2023)
  • PLOS One – Koike ve diğerleri, “Reciprocity and exclusion in informal financial institutions: An experimental study of ROSCAs” (2018)